Navigasyon beyni tembelleştiriyor mu?

“`html

Navigasyon Cihazlarının Beyin Sağlığı Üzerindeki Etkileri

Uzmanlar, navigasyon cihazlarının hayatı kolaylaştırdığını belirtirken, beyin sağlığı üzerinde olumsuz etkileri olabileceğine dikkat çekiyor.

Sürekli olarak navigasyon kullanmanın, bireylerin yön bulma yeteneklerini zayıflatabileceğini vurgulayan Ergoterapist Ebru Şirin Kefal, “Navigasyon cihazlarının aşırı kullanımı, yeni mekânsal bilgilerin öğrenme ve hatırlama becerilerini etkileyebilir. Çünkü bu cihazlar, kullanıcıların yol tarif etme veya yerlerini hatırlama ihtiyacını azaltır, böylece her şeyi beynimize değil, cihaza devrederiz.” ifadesini kullandı. Bunun yanı sıra bu cihazların bilinmeyen yerlerde güven hissi sağlaması ve stresi azaltması gibi olumlu yönlerini de dile getiren Kefal, beyin sağlığını korumanın önemine vurgu yaptı.

Navigasyon ve Beynin Doğal Haritalama Yeteneği

Beyin navigasyon yeteneği hakkında bilgi veren Ergoterapist Ebru Şirin Kefal, “Beynimiz sürekli olarak çevremizi haritalar. Bu, binlerce yıl boyunca hayvanların yaşamında da önemli bir rol oynamıştır. Yiyecek, su, ev gibi temel unsurların yerlerini bilmek büyük önem taşır.” dedi.

Navigasyon ve yön bulma ile ilgili yapılan beyin görüntüleme çalışmaları, beynin bu süreçleri nasıl gerçekleştirdiğini anlamak açısından önemlidir. Kefal, “Bu tür çalışmalar genellikle fMRI (fonksiyonel manyetik rezonans görüntüleme) ve PET (pozitron emisyon tomografisi) gibi teknikler kullanılarak yapılır. Araştırmalar, hipokampusun mekânsal hafıza ile ilişkilendirildiğini ve insanların çevrelerinde nasıl gezindiklerine dair haritalar oluşturduğunu göstermektedir.” açıklamasını yaptı.

Mekânsal Hafızanın Önemi

Nobel Ödülü sahibi araştırmaların, ızgara/hafıza hücreleri olarak bilinen özel nöronların, insanların konumlarını ve hareketlerini takip ettiğini keşfettiğini belirten Kefal, “Grid hücreleri, iç haritalar oluşturarak bulunduğumuz konumu belirlememize yardımcı olur. Ayrıca, yer hücreleri, nesnelerin yerlerini belirlemekte önemli rol oynar.” şeklinde konuştu.

Entorinal korteksin mekânsal bilginin işlendiği bir alan olduğunu ve mekânsal hafızanın işlenmesine katkıda bulunduğunu açıklayan Kefal, insanların çevrelerindeki belirgin özellikleri kullanarak yönlerini tespit ettiğini ifade etti.

Retrosplenial Alanın Rolü

Retrosplenial alanın (RSA), beynin limbik sisteminin bir parçası olarak navigasyon süreçlerinde kritik bir öneme sahip olduğunu belirten Kefal, “RSA, mekânsal bilgiyi işleyerek çevresel haritaların oluşturulmasına katkıda bulunur. Bu haritalar, bir kişinin çevresini anlamasına ve hatırlamasına yardımcı olur.” dedi.

RSA, insanların çevresindeki nesnelerin ve yerlerin konumlarını akılda tutmalarını sağlarken, bu bölgenin hasar görmesi veya işlevinin bozulması durumunda navigasyon ve mekânsal bellek becerilerinde kayıplar yaşanabileceğini vurguladı.

Navigasyon Cihazlarının Sürekli Kullanımının Etkileri

Ergoterapist Ebru Şirin Kefal, navigasyon cihazlarının sürekli kullanılmasının beyinde bazı değişikliklere yol açabileceğine dikkat çekiyor. “Bu değişiklikler, bireyin beyin yapısını ve yön bulma yeteneklerini etkileyebilir. Sürekli navigasyon kullanmak, içsel mekânsal harita oluşturmada zayıflıklara neden olabilir.” diyerek, hipokampal aktivitenin azalmasının bu durumla ilişkili olduğunu belirtti.

Bazı araştırmalar, sürekli navigasyon kullananların beyin gri madde hacimlerinde değişiklikler olduğunu göstermektedir. Özellikle hipokampus ve posterior parietal korteks gibi alanlarda gözlemlenen bu değişiklikler, navigasyon becerilerinin azalmasına yol açabilir.

Doğru Yolu Bulmanın Önemi

Navigasyon sistemlerinin sürücülere veya yayalara doğru yönleri bulmada yardımcı olduğunu dile getiren Kefal, bu durumun belirsiz ortamlarda ya da karmaşık şehirlerde seyahat ederken insanları daha az endişeli hale getirdiğini ifade etti. “Doğru yönü bulmak, insanların güvenli hissetmelerine katkıda bulunur.” dedi.

Ayrıca, bazı navigasyon sistemleri, anlık trafik bilgileri sunarak, kullanıcıları sıkışıklıklardan kaçınmaları konusunda bilgilendirir ve bu da sürücülerin daha hızlı, güvenli bir şekilde hedeflerine varmalarına yardımcı olabilir.

Aşırı Bağımlılık ve Olumsuz Etkiler

Uzman Ergoterapist Ebru Şirin Kefal, insanların navigasyona aşırı bağımlı hale gelmesinin bazı olumsuz sonuçlar doğurabileceği uyarısında bulundu. “Sürücüler, tamamen navigasyon sistemlerine yönelerek çevrelerini ve trafik kurallarını göz ardı edebilirler. Bu durum, dikkat dağınıklığına ve kazalara yol açabilir.” dedi.

Aynı zamanda, navigasyon cihazlarının hatalı yönlendirmeleri ya da beklenmedik durumlarla karşılaşılması, sürücülerde anksiyete yaratabilir.

Kaynak: BYZHA (Beyaz Haber Ajansı)

“`

Related Posts

İzmir’de hava kirliliği felaket boyutunda: Her nefeste 5 kat fazla zehir!

İzmir’de Dünya Sağlık Örgütü’nün (DSÖ) belirlediği sınırların çok üzerinde hava kirliliği tespit edildi.

Uzmanı uyardı: Serinlemek için girilen sudaki bakteri miktarı ölümcül sonuçlara neden olabilir

Uzmanı uyardı: Serinlemek için girilen sudaki bakteri miktarı ölümcül sonuçlara neden olabilir

Klima kullanımında en sık yapılan 5 yanlış: Siz de yapıyor olabilirsiniz

Göğüs Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Tevfik Özlü, serinlemek için tercih edilen klimaların sağlık sorunlarına yol açabileceğini belirterek, “Klimalar oda içerisindeki havayı alır, soğutur ve tekrar geri verir. İçerideki aynı hava devridaim olduğu için bir süre sonra o hava kirlenir” dedi.

Aronya’nın kan şekerini dengelediği belirlendi

Aronya’nın kan şekerini dengelediği ve diyabet hastalarına iyi geldiği belirlendi.

Ağrıyla başlıyor, krampla devam ediyor! Varis akciğerde pıhtıya neden oluyor

Dinlenmeden sürdürülen mesailer, sürekli ayakta durmak, sigara içmek, dar ve sıkı kıyafetler giymek, aşırı kilo alımı, hareketsiz bir yaşam, hatta uzun süre sandalyede oturmak. Tüm bunlar, çağımızın sıradan alışkanlıkları gibi görünse de kişinin konforunu gitgide azaltan hatta akciğer atardamarında pıhtıya bile yol açabilen varis hastalığına zemin hazırlıyor.

Yiyecekleri az çiğneyen çocuklarda obezite daha sık görülüyor

Japonya’da yapılan araştırmaya göre az çiğneyen, hızlı ve ağzı doluyken yiyecek tüketen çocukların obeziteye yatkınlık gösterdiği tespit edildi.