Kocaeli’nin Gebze ilçesinde Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD) ve Gebze Teknik Üniversitesi (GTÜ) tarafından organize edilen “5. Uluslararası Afet ve Dirençlilik Kongresi” başladı.
Gebze Teknik Üniversitesi Kongre ve Kültür Merkezi’nde 3 gün sürecek olan kongrenin açılışında konuşan AFAD Başkanı Okay Memiş, Türkiye Afet Risk Azaltma Planını (TARAP) ve yerel düzeyde İl Afet Risk Azaltma Planlarını (İRAP) uygulamaya aldıklarını söyledi.
TARAP’ın ilk ulusal afet risk azaltma planı olduğunu ifade eden Memiş, 2022 ile 2030 yıllarını kapsayan TARAP’ın afet risklerini en aza indirebilmek için önleyici eylemleri ve sorumlu bakanlıkları tanımladığını kaydetti.
TARAP’ta 11 yaygın afet türünde 17 amaç, 66 hedef ve 227 eylemin bulunduğuna işaret eden Memiş, “TARAP ilk ulusal afet risk azaltma planımızdır. TARAP ülkemizin afet yönetimi anlayışının kriz yönetiminden risk yönetimine geçiş sürecinde mihenk taşı niteliğindedir. TARAP ile ülkemiz ulusal ve yerel afet risk azaltma stratejisi olan ülkeler arasında yerini almıştır.” diye konuştu.
Memiş, 2021 yılı sonunda 81 ilde tamamlanarak yürürlüğe giren İRAP’a 99 üniversiteden 289 akademisyenin destek verdiğini dile getirdi.
İRAP’ın hazırlık, uygulama ve takip sürecindeki paydaşlarının kamu kurum ve kuruluşları ile yerel yönetimler, özel sektör, üniversiteler ve sivil toplum kuruluşları olduğunu aktaran Memiş, “Planlarda toplam 222 amaç, 1364 hedef 12 bin 925 eylem belirlenmiştir. Bu eylemlerden 2 bin 321 acil olarak yapılması gereken kırmızı eylem olarak belirlenmiştir.” dedi.
“Türkiye bir afet ülkesi olmak zorunda değil”
Türk Kızılay Başkanı Fatma Meriç Yılmaz da doğa olaylarının tehlikeli bir afete dönüşmesinde insanlığın önemli rol oynadığını anlattı.
Deprem ve selin afete dönüşmesinin insanlığın bir kırılganlığı olduğunu belirten Yılmaz, sadece geçen yıl yaşananların Türkiye’nin maruz kaldığı riskleri ve tehlikeleri gösterdiğini bildirdi.
Klasik bir cümle olan “Türkiye bir afet ülkesidir” söylemine itiraz ettiğini kaydeden Yılmaz, “Türkiye bir afet ülkesi olmak zorunda değil. Evet deprem, sel, orman yangın, çığ, heyelan gibi çok farklı türlerde tehlikelere maruz kalıyoruz ama bu tehlikelerin afete dönüşmesine aslında bizler yol açıyoruz.” ifadelerini kullandı.
Yılmaz, şöyle devam etti:
“Yağmur yağması doğal bir olaydır. Yağmurların sele dönüşmesi, yani yağmurun yoğunluğuna veya karın, buzun erimesiyle oluşan suyun miktarına bağlı olarak suyun yatağına sığmayıp taşması da doğal bir olaydır. Yer kabuğu kırılmaları, yer kabuğundaki hareketlerin meydana getirdiği enerjinin boşalması, bunlar sonucunda ayaklarımız altındaki yerin sarsıntısı da yani deprem de keza doğal bir olaydır. Ancak depremin, selin afete dönüşmesi bizim kırılganlığımız nedeniyle ve bizim doğayı dikkate almamamız nedeniyle oluyor. Tehlike, maruziyet, kırılganlık arasındaki ilişkiyi hatırlayalım.”
“Zorluklarla nasıl başa çıkabileceğimizi ele almak için önemli bir fırsattır”
GTÜ Rektörü Prof. Dr. Hacı Ali Mantar ise kongrenin Türkiye’yi tehlikelere karşı daha dirençli bir platform haline getirmeyi amaçladığını ifade etti.
Kongrenin tüm bu zorluklara ve tehlikelere karşı daha dirençli bir Türkiye’nin nasıl inşa edilebileceğini tartışmak ve farklı disiplinlerden gelen çalışmaları bir araya getirerek ortak bir platform sağlamayı amaçladığının altını çizen Mantar, şöyle konuştu:
“Bu kongre, Türkiye’nin bir deprem ülkesi olarak karşı karşıya olduğu zorlukları ve bu zorluklarla nasıl başa çıkabileceğimizi ele almak için önemli bir fırsattır. Ayrıca, uluslararası katılımcılar ve uzmanlarla bir araya gelerek en iyi uygulamaları ve deneyimleri paylaşma fırsatı sunacaktır.”
Kongreye Kocaeli Valisi Seddar Yavuz, Gebze Kaymakamı Mehmet Ali Özyiğit, TÜBİTAK Başkanı Prof. Dr. Hasan Mandal, Doğal Afet Sigortalar Kurumu (DASK) Başkanı Fatma Ebru Gençosmanoğlu, Japonya Uluslararası İşbirliği Ajansı (JICA) Türkiye Temsilcisi Yuko Tanaka, kurum ve kuruluşların genel müdürleri, ilçe belediye başkanları ve öğrenciler katıldı.